Çok uzun zaman önce, bir Tilki bir çayıra gelmiş ve çimenlerin üzerinde duran iri ve şişman kazları görmüş. İri kazları gören tilki gülerek şöyle demiş:
“Tam vaktinde gelmişim. Bakıyorum da formunuzdasınız. O kadar açım ki, sizi tek tek hiç zorlanmadan yiyebilirim.”
Dehşete kapılan kazlar ağlamışlar, sızlamışlar ve tilkiden merhamet etmesini istemişler. Fakat tilki onları umursamaksızın şöyle demiş:
“Merhamet falan yok! Sizi yiyeceğim.”
Bir süre sonra, cesaretini toplayan bir kaz tilkinin yanına gelerek:
“Eğer genç hayatlarımızı feda etmemiz gerekiyorsa, acaba son bir dua yapmamıza izin verir misiniz? Böylece kendi günahlarımız için ölmeden önce dua edebiliriz. Ardından sıraya gireriz, böylece her seferinde en şişman olanımızı seçebilirsiniz.” demiş.
“Tamam, işte bu gerçekten makul ve oldukça saygılı bir istek. Dua edin bakalım, ben de burada duanızın bitmesini bekliyor olacağım.” demiş tilki.
Birinci kaz uzun bir dua yapmaya başlamış, sürekli:
“Vak! vak!” diye bağırıyormuş, sanki hiç bitmeyecek gibiymiş.
ikinci kaz da:
“Vak! vak!” diye bağırmaya başlamış.
Ardından üçüncü ve dördüncü kazlar da sırasıyla onlara katılmış, bir süre sonra hepsi birlikte bağırmaya başladılar.
Dua bitene kadar, biz de bu hikayenin devam ettiğini düşünebiliriz, çünkü kazlar hala durmaksızın dua ediyorlarmış.
Henüz yorum yok